When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
You must, above all, be faithful to your friends.
- Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
The questions involved go far beyond economics.
- Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
They walked three miles farther.
- Onlar üç mil öteye yürüdü.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.