It's a good idea to cover up when the sun is this strong.
- Güneş bu kadar güçlü iken örtünmek iyi bir fikirdir.
Tom covered the table with the new tablecloth he'd just bought.
- Tom yeni aldığı masa örtüsüyle masayı örttü.
Cover up the injured man with this blanket.
- Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.
Sami was still covered by that blanket.
- Sami hâlâ o battaniyeyle örtülüydü.
She spread a cloth over the table.
- Masaya bir örtü serdi.
Kate spread the cloth over the table.
- Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
This bride is covering her face with a veil.
- Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.
She spread a cloth over the table.
- Masaya bir örtü serdi.
The waitress spread a white cloth over the table.
- Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
This bride is covering her face with a veil.
- Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.
It was night, and a veil of darkness covered the streets.
- Geceydi ve bir karanlık örtüsü bütün sokakları kapladı.