örgülü

listen to the pronunciation of örgülü
Турецкий язык - Английский Язык
tressed
plaited, braided
meshed
örgü
{i} braid
örgü
knitting

My sister has been knitting since this morning. - Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.

She was busy with her knitting. - O, örgüsüyle meşguldü.

örgü
mesh
örgü
(Dilbilim) pattern
örgü
netting
örgü
grid
örgü
plait
örgü
weft
örgü
{i} tat
örgü
(İnşaat) wall
örgü
lattice
örgü
plaits
sıkı örgülü
(İnşaat) close packed
örgü
(Anatomi) plexus
örgü
knitted (article)
örgü
knitting, knit; darning; braiding; weave
örgü
knitted
örgü
bond, system (according to which stones or bricks are placed in a wall)
örgü
braiding
örgü
knitting, knit; plait, braid; plexus; bond
örgü
knitted article, piece of knitting
örgü
hand knitted
örgü
plait, braid
örgü
knit

She put her knitting aside and stood up. - Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

She was busy with her knitting. - O, örgüsüyle meşguldü.

örgü
plat
örgü
bond
örgü
plexus
örgü
interlock
Турецкий язык - Турецкий язык
Örgüsü olan, örgü biçiminde bulunan: "Külahının altındaki örgülü beyaz saçlarını tutup koparmak ... ihtiyacını duydu."- Ö. Seyfettin. Örülmüş
Örülmüş
Örgüsü olan, örgü biçiminde bulunan
örgülü pilav
Tavuk ve tavuk ciğerinin kısık ateşte pişirilmesinden sonra pirinç, tereyağı, fıstık, un ve yumurta karışımıyla hazırlanan bir pilâv türü
örgü
örülmüş saç
örgü
Bazı sinir veya damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum
örgü
Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi veya çatısı
örgü
Yapı
örgü
Örülerek yapılmış olan, örme
örgü
İletişim, ulaşım vb.nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi, ağ
örgü
Tığ, şiş veya özel makineyle ilmiklerin yan yana getirilmesiyle örülerek yapılmış şey
örgü
Bazı sinir veya damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum. İletişim, ulaşım vb.nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi, ağ
örgü
Yapı: "Batı Avrupa medeniyeti bütün dış ve iç örgüleriyle bana ilk defa orada ayan olmuştu."- Y. K. Karaosmanoğlu
örgü
Örülmüş saç bölüğü, belik
örgü
Örme işi veya biçimi. İlmiklerin özel makinede veya tığ, şiş yardımıyla yan yana getirilmesiyle örülen şey: "İstediğiniz kadar tel örgü engelleri koyunuz."- F. R. Atay. Örülmüş saç bölüğü, belik: "Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı takunyalı sarışın bir köylü kızı bana sordu."- R. H. Karay
örgü
Taş, tuğla vb şeylerle yapılmış duvar
örgü
Örme işi veya biçimi
örgü
Diyarbakır'a özgü bir peynir cinsi
örgü
Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi veya çatısı. Örülerek yapılmış olan, örme
örgü
Dokumacılıkta atkı ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belli bir desene göre kesişmesi
örgülü
Избранное