Tom was about to be kissed, but he didn't know it.
- Tom öpülmek üzereydi ama o bunu bilmiyordu.
I can't kiss Tom if he doesn't want to be kissed.
- Eğer öpülmek istemiyorsa Tom'u öpemem.
Tom was kissing Mary when I walked into the classroom.
- Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'i öpüyordu.
As soon as Tom got Mary alone, he started kissing her.
- Tom Mary'yi yalnız bulur bulmaz, onu öpmeye başladı.
She kissed me on the cheek and said goodnight.
- Yanağımdan öptü ve iyi geceler dedi.
She kissed away the boy's tears.
- O, çocuğun gözyaşlarını öperek geçirdi.