He is the foremost authority on heart surgery.
- Kalp cerrahisinde en önde gelen otoritedir.
Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.
- Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi.
Sami was a prominent plastic surgeon.
- Sami önde gelen bir plastik cerrahtı.
This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
- Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.
Dr. Jackson is one of the leading cardiologists in Boston.
- Doktor Jackson Boston'da önde gelen kardiyologlardan biri.
The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.
- Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.
In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
- Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
- Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.