öncelikle

listen to the pronunciation of öncelikle
Турецкий язык - Английский Язык
first of all

First of all, we have to plant all these seeds. - Öncelikle bütün bu tohumları ekmek zorundayız.

primarily

Our goal is primarily educational. - Amacımız öncelikle eğitimle ilgili.

A happy life primarily consists of freedom from worry. - Mutlu bir hayat öncelikle endişeden özgürlükten oluşur.

first

Whoever wants to marry her must first convince her father. - Onunla evlenmek isteyen öncelikle onun babasını ikna etmelidir.

Tom first met Mary in Boston. - Tom Boston'da öncelikle Mary ile buluştu.

(doing something) first, before all else
in preference to
pre-emptively
principally
(deyim) first and foremost

Let me first and foremost ask you a few questions, and then we'll fix a date for the installation. - Öncelikle size birkaç soru sormama izin verin ve ardından kurulum için bir tarih ayarlayacağız.

(deyim) first things first
at first
(Konuşma Dili) begin with

To begin with, this is a lie. - Öncelikle, bu bir yalan.

His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure. - Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.

(Hukuk) at the outset

You should have mentioned it at the outset. - Öncelikle ondan bahsetmeliydiniz.

for starters
preemptively
öncelik
{i} precedence
öncelik
priority

Tell her it's a priority. - Ona bunun bir öncelik olduğunu söyle.

Tell them it's a priority. - Onlara bunun bir öncelik olduğunu söyle.

öncelikle ele almak
(Politika, Siyaset) accord priority treatment
öncelikle ödenecek borçlar
(Ticaret) preferential debts
öncelik
primacy
öncelik
(Ticaret) privilege
öncelik
seniority
öncelik
(Bilgisayar) shadowing
öncelik
(Bilgisayar) base pri
öncelik
urgency
öncelik
antecedency
öncelik
precedency
öncelik
prioritized
öncelik
a priority
öncelik
precedence , priority
öncelik
precedence, priority tekaddüm
öncelik
antecedence
öncelik
priority; precedence
öncelik
preference

It's a priority, not a preference. - Bu bir tercih değil, önceliktir.

öncelik
anteriority
Турецкий язык - Турецкий язык
Öne alınarak, daha önce olarak
Öncelik
evleviyet
öncelik
Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, takaddüm
öncelik
rüçhan
öncelikle
Избранное