öldürülmüş

listen to the pronunciation of öldürülmüş
Турецкий язык - Английский Язык
murdered

Three people were found murdered in Dan's home. - Üç kişi Dan'ın evinde öldürülmüş bulundu.

Could Tom have been murdered? - Tom öldürülmüş olabilir mi?

{s} killed illegally, slained with malice forethought
Simple past and past participle of to murder
killed unlawfully; "the murdered woman"; "lay a wreath on murdered Lincoln's bier"
killed unlawfully; "the murdered woman"; "lay a wreath on murdered Lincoln's bier
öl
{f} deceased

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

Fadil was found deceased in his apartment. - Fadıl evinde ölü bulundu.

öl
pass away

The patient may pass away at any moment. - Hasta herhangi bir anda ölebilir.

We won't let you pass away. - Ölmene izin vermeyeceğiz.

öl
{f} dying

There were cars burning, people dying, and nobody could help them. - Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.

Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying. - Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz.

öl
{f} die

Marilyn Monroe died 33 years ago. - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.

My father died of cancer. - Babam kanserden öldü.

öl
decease

Fadil was found deceased in his apartment. - Fadıl evinde ölü bulundu.

He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased. - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.

öl
perish

My whole family perished in the fire. - Benim bütün ailem yangında öldü.

All they that take the sword shall perish with the sword. - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

öl
died

Marilyn Monroe died 33 years ago. - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.

My father died of cancer. - Babam kanserden öldü.

Турецкий язык - Турецкий язык
maktul
öl
ıslaklık, nem
öl
Toprağın nemi
öl
Toprağın nemi, yaşlık, höl
öldürülmüş
Избранное