Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
- Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
We want to measure your temperature.
- Sıcaklığını ölçmek istiyoruz.
I want to take your temperature.
- Ben senin ateşini ölçmek istiyorum.
We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
- Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
He measured the length of the bed.
- Yatağın uzunluğunu ölçtü.
Life is not measured by the number of breaths we take, but by the moments that take our breath away.
- Hayat aldığımız nefes sayısıyla ölçülmez fakat nefesimizi kesen anlarla ölçülür.
He measured the length of the bed.
- Yatağın uzunluğunu ölçtü.
I wonder how a government would go about measuring gross national happiness.
- Bir hükümetin gayri safi mutluluk ölçme hakkında nasıl hareket edeceğini merak ediyorum.
ׁWe're measuring the depth of the river.
- Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
He wears a 6 gauge earring.
- O bir 6 ölçü küpe takıyor.
This test will gauge your reading comprehension.
- Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.
Good health consists of proper eating and moderate exercise.
- İyi sağlık düzgün beslenme ve ölçülü egzersizden ibarettir.
My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy.
- Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.
I wonder how a government would go about measuring gross national happiness.
- Bir hükümetin gayri safi mutluluk ölçme hakkında nasıl hareket edeceğini merak ediyorum.
The thermometer is an instrument for measuring temperature.
- Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.