ölçülmesi

listen to the pronunciation of ölçülmesi
Турецкий язык - Английский Язык
Measurement
ölç
quantify
ölç
{f} measure

He measured the length of the bed. - Yatağın uzunluğunu ölçtü.

What are the measures of time? - Zamanın ölçüsü nedir?

ölç
admeasure
ölç
{f} measured

We measured the depth of the river. - Nehrin derinliğini ölçtük.

Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume. - Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.

ölç
{f} measuring

I wonder how a government would go about measuring gross national happiness. - Bir hükümetin gayri safi mutluluk ölçme hakkında nasıl hareket edeceğini merak ediyorum.

ׁWe're measuring the depth of the river. - Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.

ölç
{f} gauge

He wears a 6 gauge earring. - O bir 6 ölçü küpe takıyor.

This test will gauge your reading comprehension. - Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.

ölç
moderate

My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy. - Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.

Moderate exercise is good for your health. - Ölçülü egzersiz sağlığınız için iyidir.

ölç
benchmark
ölçülmesi
Избранное