öfkeyle

listen to the pronunciation of öfkeyle
Турецкий язык - Английский Язык
hot
angrily

The actress tore up her contract angrily. - Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı.

She looked at him angrily. - O, ona öfkeyle baktı.

angry

Tom left the room angry. - Tom odayı öfkeyle terk etti.

in a rage
furiously

We used to compete furiously in college. - Üniversitedeyken öfkeyle rekabet ederdik.

The enemy attacked furiously. - Düşman öfkeyle saldırdı.

in anger

He went out in anger. - Öfkeyle dışarı çıktı.

His body was shaking in anger. - Vücudu öfkeyle sarsıldı.

heatedly
irefully
rampageously
indignantly
öfke
anger

Her face was bright red with anger. - Yüzü öfkeden kıpkırmızıydı.

Her voice was quivering with anger. - Onun sesi öfkeden titriyordu.

öfke
rage

Have you heard of the rage of the Son of Heaven? - Cennetin Oğlunun öfkesini duydun mu?

Her voice trembled with rage. - Onun sesi öfkeden titriyordu.

öfkeyle bağırma
falsetto
öfkeyle burnundan solumak
snort
öfkeyle kalkan ziyanla/zararla oturur
(Atasözü) One often repents of that which one does in a fit of anger
öfkeyle saçmalama
splutter
öfkeyle şikâyet etmek
declaim against
öfke
{i} fury

Music gives sound to fury, shape to joy. - Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.

Tom's sadness quickly turned to fury. - Tom'un üzüntüsü hızla öfkeye döndü.

öfke
indignation
öfke
temper

Cathy has a hot temper. - Cathy'nin öfkesi var.

Ken is not the type of person who loses his temper easily. - Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.

öfke
{i} exasperation
öfke
pet
öfke
{i} ire
öfke
{i} huff
öfke
irritation
öfke
vehemence
öfke
dander
öfke
storm

Tom stormed into his office and slammed the door. - Tom ofisine öfkeyle girdi ve kapıyı çaptı.

The storm remitted its fury. - Fırtına onun öfkesini azalttı.

öfke
huffiness
öfke
berserker rage
öfke
flare
öfke
sound and fury
öfke
frenzy
öfke
passion
öfke
bate
öfke
heat
öfke
displeasure

A frown may express anger or displeasure. - Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.

öfke
paddy
öfke
flare up
öfke
choler
öfke
wax
öfke
spunk
öfke
dudgeon
öfke
wrath
öfke
steam
öfke
anger, rage, fury
öfke
fume
öfke
pash
öfke
paddywhack
öfke
exasperate

Sami was exasperated by Layla's behavior. - Sami, Leyla'nın davranışlarından öfkelendi.

öfke
(Tekstil) distaff
öfke
furiousness
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение öfkeyle в Турецкий язык Турецкий язык словарь

öfke
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
öfke
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap: "Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı."- Ö. Seyfettin
öfkeyle
Избранное