I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
Work on the assignment in small groups.
- Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
I was just wondering why you haven't yet turned in your homework assignment.
- Sadece ev ödevinizi henüz niçin teslim etmediğinizi merak ediyordum.
A right without a duty is a privilege.
- Ödevsiz hak, ayrıcalıktır.
A right without a duty is a privilege.
- Ödevsiz hak, imtiyazdır.
Tom is having trouble with his schoolwork.
- Tom ödeviyle sorun yaşıyor.
Tom is doing well in his schoolwork.
- Tom okul ödevini iyi yapıyor.
Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
- O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.