I'll lend you my notebook.
- Defterimi sana ödünç vereceğim.
Can you lend me a stapler?
- Bana bir zımba ödünç verebilir misiniz?
Would you mind lending me your pen?
- Bana dolma kalemini ödünç verir misin?
Would you mind lending me your car?
- Arabanı bana ödünç verir misin?
He spent all the money that his friend had lent him.
- Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
The bank lent him 500 dollars.
- Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
The bank loaned her 500 dollars.
- Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
Can you loan me a pen?
- Bana bir kalem ödünç verebilir misin?