ödünç almak

listen to the pronunciation of ödünç almak
Турецкий язык - Английский Язык
borrow

I'd like to borrow fifty dollars from you. - Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.

One way to get money was to borrow it. - Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.

to borrow

One way to get money was to borrow it. - Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.

Whose bicycle did you want to borrow? - Kimin bisikletini ödünç almak istedin?

take on loan
raise a loan
borrow from
barrowed
ödünç alma
borrowing

Latin and Greek have been significant sources of borrowings for European languages. - Latince ve Yunanca, Avrupa dilleri için önemli ödünç alma kaynakları olmuştur.

Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult. - Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.

ödünç alma
(Ticaret) debt raised
ödünç alma
(Ticaret) borrow

You shouldn't have borrowed Tom's car. - Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.

He never borrows nor lends things. - O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.

ödünç al
borrow

Would you mind if I borrowed your car? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

Could I borrow your car? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

ödünç al
{f} borrowed

I borrowed this comic from his sister. - Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.

Would you mind if I borrowed your car? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

ödünç al
borrowing

A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it. - Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages. - Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.

ödünç alma
loan
Турецкий язык - Турецкий язык
iktibas etmek
(Osmanlı Dönemi) İKTİBAS
Ödünç alma
iktibas
ödünç almak
Избранное