öğretmenler

listen to the pronunciation of öğretmenler
Турецкий язык - Английский Язык
teachers

Tom always stays at school as late as the teachers allow him to. - Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

| Administrators | Higher Education | Current Trends | Literature In Education | Professional Development
Gregory, John Baptist de la Salle
Plural of teacher
means any school teacher
öğretmen
teacher

Are you a teacher? Yes, I am. - Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.

The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom! - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

öğretmenler odası
staff room
öğretmenler günü
Teachers' Day
öğretmenler odası
senior common room
öğretmenler odası
common room
öğretmen
instructor

She's a yoga instructor. - O bir yoga öğretmenidir.

I've been a ski instructor for three years. - Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.

öğretmen
{i} master

It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right. - Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.

The teacher said that you need to master the subject. - Öğretmen konuyu öğrenmen gerektiğini söyledi.

öğretmen
beak
öğretmen
schoolteacher

You are a schoolteacher, aren't you? - Sen bir öğretmensin, değil mi?

My mom was a schoolteacher. - Annem bir öğretmendi.

öğretmen
{i} schoolmaster
öğretmen
preceptor
öğretmen
dominie
öğretmen
don

Although teachers give a lot of advice, students don't always take it. - Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.

I don't like the substitute teacher. - Ben vekil öğretmeni sevmiyorum.

öğretmen
educationist
öğretmen
{i} schoolmarm
öğretmen
school teacher
öğretmen
professor

This dictionary is a good learning tool for both students and professors. - Bu sözlük hem öğrenciler hem de öğretmenler için iyi bir öğrenme aracıdır.

The professor teaches Czech. - Öğretmen, Çekçe öğretiyor.

öğretmen
{i} schoolmistress
öğretmen
educate
öğretmen
{i} indoctrinator
öğretmen
{i} mistress
öğretmen
governess
Avrupa Öğretmenler Birliği
(Hukuk) European Association of Teachers
öğretmen
(bayan) instructress
öğretmen
schoolma'am
öğretmen
(kadın) preceptress
öğretmen
teacher; instructor; tutor; schoolmaster, master; schoolmistress; professor
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение öğretmenler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Öğretmen
hoca

Hocasının adı neymiş? - Öğretmeninin ismi ne?

Öğretmen
muallim
öğretmen
Mesleği bir bilim dalını, bir sanatı veya teknik bilgileri öğretmek olan kimse, muallim, muallime
öğretmen
Mesleği bir bilim dalını, bir sanatı veya teknik bilgileri öğretmek olan kimse, muallim, muallime: "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen."- Y. Z. Ortaç
öğretmenler
Избранное