While employed at the bank, he taught economics at college.
- Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.
My mother taught me how to make osechi.
- Annem bana nasıl osechi yapılacağını öğretti.
Yumi will become a teacher.
- Yumi öğretmen olacak.
I know that you're a teacher.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
Not all of the books are instructive.
- Kitapların hepsi öğretici değil.
This book is both interesting and instructive.
- Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
I am very tired from teaching.
- Öğretmekten çok yoruldum.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
This is the school where she is teaching.
- Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.
Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?
- Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi?