My mother taught me how to make osechi.
- Annem bana nasıl osechi yapılacağını öğretti.
He taught me how to swim.
- O, bana yüzmeyi öğretti.
Are you a teacher? Yes, I am.
- Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.
I know that you're a teacher.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
Not all of the books are instructive.
- Kitapların hepsi öğretici değil.
This book is both interesting and instructive.
- Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
I am very tired from teaching.
- Öğretmekten çok yoruldum.
This is the school where she is teaching.
- Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.