We'll go to the lake to have lunch.
- Öğle yemeği yemek için göle gideceğiz.
Will you have time to have lunch with me?
- Benimle öğle yemeği yemek için zamanın var mı?
Tom said that he was eager to eat lunch with Mary.
- Tom Mary ile öğle yemeği yemek için istekli olduğunu söyledi.
Tom didn't feel like eating lunch.
- Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.