There's a hair in my soup.
- Çorbamda bir kıl var.
The soup is terribly hot.
- Çorba son derece sıcak.
I'll make some broth for you.
- Senin için biraz çorba hazırlayacağım.
Tom ate a bowl of clam chowder.
- Tom bir kase deniz tarağı çorbası yedi.
Tom poured the tomato soup in his mug and drank it.
- Tom domates çorbasını kupasına doldurdu ve onu içti.
One of Tom's favorite meals is a grilled cheese sandwich with tomato soup.
- Tom'un sevdiği yemeklerden biri domates çorbası ile ızgarada pişirilmiş peynirli sandviç.
Borscht is often garnished with dill and sour cream.
- Pancar çorbası genellikle dereotu ve ekşi krema ile süslenir.
This morning Tom had vegetable soup.
- Tom bu sabah sebze çorbası yedi.
Tom ate vegetable soup this morning.
- Tom bu sabah sebze çorbası yedi.
Let me make you some chicken soup.
- Sana biraz tavuk çorbası yapayım.
Is it true that chicken soup will cure a cold?
- Tavuk çorbasının soğuk algınlığını tedavi edeceği doğru mu?