Don't give up too soon.
- Çok yakında vazgeçme.
How soon is too soon?
- Çok yakın, ne kadar yakında?
Tom doesn't like it when people invade his personal space by standing too close to him.
- İnsanlar ona çok yakın durarak onun kişisel alanını istila ettiğinde Tom bunu sevmez.
Tom's mother said he'd ruin his eyes if he sat too close to the TV.
- Tom'un annesi onun TV'ye çok yakın oturursa gözlerini mahvedeceğini söyledi.