çok daha

listen to the pronunciation of çok daha
Турецкий язык - Английский Язык
a great deal
far better
much more

The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other. - Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.

Their communication may be much more complex than we thought. - Onların iletişimi düşündüğümüzden çok daha karmaşık olabilir.

considerably more
far more than

I learned far more than I taught. - Öğrettiğimden çok daha fazla şey öğrendim.

a much more
çok daha fazla
much more
çok daha iyi
heaps better
çok daha iyi
head and shoulders above
çok daha iyi
streets ahead of
çok daha iyi
all the better
çok daha önce
much earlier
daha çok
mostly

This substance is mostly composed of hydrogen and oxygen. - Bu madde, daha çok hidrojen ve oksijenden oluşur.

daha çok parlamak
outshine
daha çok
more

I love you more than him. - Seni ondan daha çok seviyorum.

The more you know about him, the more you like him. - Onu tanıdıkça daha çok seversin.

daha (çok)
more
daha çok
further

His new job further separates him from his family. - Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.

Apply to the office for further details. - Daha çok bilgi için ofise başvurun.

daha çok
superior
daha çok
any more

I don't like you any more than you like me. - Seni senin beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.

I don't like it any more than you do. - Onu senden daha çok sevmiyorum.

daha çok
mainly

I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things. - Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.

Experts say coffee prices are rising mainly because people are willing to pay more. - Uzmanlar, insanlar daha fazla ödemeye istekli olduğu için kahve fiyatlarının daha çok arttığını söylüyorlar.

daha çok
better

I like English better. - İngilizceyi daha çok severim.

After I got married, my Japanese got better and I could understand more. - Evlendikten sonra benim Japonca daha iyi oldu ve daha çok anlayabildim.

daha çok
more of a

Tom is more of a singer than a guitarist. - Tom bir gitaristten daha çok birşarkıcıdır.

daha çok
supra
daha çok
a) more b) mainly
daha çok dayanmak
outlast
daha çok dayanmak
outlive
daha çok istemek
like better
daha çok kazanmak
better oneself
daha çok kâr etmek
outsell
daha çok satmak
outsell
daha çok sevilen
better loved
daha çok sevmek
like better
geceleri daha çok acıyor
It hurts more at night
hakkında daha çok şey bilmek
have the advantage of smb
tele daha çok benzeyen
wirier
çok daha
Избранное