I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
- Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
We have lots of things to do.
- Yapacak çok şeyimiz var.
We expect much of him.
- Biz ondan çok şey bekliyoruz.
There is not much I can do to help, I am afraid.
- Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
You seem to know a great deal about Tom.
- Tom hakkında çok şey biliyor gibi görünüyorsun.
I've learned a great deal about Tom.
- Tom hakkında çok şey öğrendim.