The girl spends hours drawing superhero comics.
- Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
He amused himself by drawing figures.
- Figürler çizerek kendi kendine eğlendi.
Tom said he would draw a map for her if necessary.
- Tom, eğer gerekirse onun için bir harta çizeceğini söyledi.
Believe it or not, I can actually draw.
- İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim.
Cross out all the wrong answers.
- Tüm yanlış cevapların üstünü çiz.
Cross out the incorrect words.
- Yanlış kelimeleri çiziniz.
She is drawing a picture.
- O, bir resim çiziyor.
She watched him drawing a picture.
- O, onun bir resim çizişini izledi.
The picture of Mary that Tom had drawn took John's breath away.
- Tom'un çizdiği Mary'nin resmi John'un soluğunu kesti.
Tom entered the room with his gun drawn.
- Silahını çizilmiş Tom odaya girdi.
I think they're plotting something.
- Sanırım onlar bir şey çiziyorlar.