There are about 500 cattle on the ranch.
- Çiftlikte yaklaşık 500 büyükbaş hayvan var.
What kind of ranch did you grow up on?
- Ne tür bir çiftlikte yetiştin?
The Bakers have a farm up the river.
- Bakers'ların nehrin yukarısında bir çiftlikleri var.
The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The stable is behind the farm house.
- Ahır çiftlik evinin arkasında.
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
We stayed at a farm house.
- Biz bir çiftlik evinde kaldık.
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.
We stopped at a farmhouse overnight.
- Geceleyin bir çiftlik evinde durduk.