Flowers soon fade when they have been cut.
- Çiçekler koparıldığında kısa sürede soldu.
The girl is smelling the flowers.
- Kız çiçekleri kokluyor.
The apple trees blossomed early this year.
- Bu yıl elma ağaçları erken çiçek açtı.
Her talent blossomed early.
- Onun yeteneği erken çiçek açtı.
I wear a floral dress.
- Çiçekli bir elbise giyiyorum.
This floral arrangement is beautiful.
- Bu çiçek aranjmanı güzel.
The cherry blossoms are at their best.
- Kiraz çiçeklerinin en iyi zamanı.
This park is famous for its cherry blossoms.
- Bu park kiraz çiçekleri ile ünlüdür.
Smallpox was unknown to Native Americans.
- Çiçek Kızılderililer tarafından bilinmiyordu.
Yellow fever and smallpox were no longer a threat.
- Sarıhumma ve çiçek artık bir tehdit değildi.
Many flowers start blooming in springtime.
- Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
Cold weather keeps many plants from blooming.
- Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.
The cherry trees are about to blossom.
- Kiraz ağaçları çiçek açmak üzere
These flowers are just about to bloom.
- Bu çiçekler çiçek açmak üzereler.
There was a danger the smallpox could spread.
- Çiçek hastalığının yayılması tehlikesi vardı.
I am immune to smallpox.
- Çiçek hastalığına bağışıklığım var.
These flowers are just about to bloom.
- Bu çiçekler çiçek açmak üzereler.
Cold weather keeps many plants from blooming.
- Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.
The tourists drove past blooming fruit trees.
- Turist, arabayla çiçek açan meyve ağaçlarının önünden geçti.
These flowers are just about to bloom.
- Bu çiçekler çiçek açmak üzereler.
These flowers are just about to bloom.
- Bu çiçekler çiçek açmak üzereler.
Surprise her with a nosegay.
- Bir çiçek demetiyle onu şaşırt.
She planted the flower bulb in the garden.
- O, bahçeye bir çiçek soğanı ekti.
Flowers and trees need clean air and fresh water.
- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
Flowers soon fade when they have been cut.
- Çiçekler koparıldığında kısa sürede soldu.