çelişki

listen to the pronunciation of çelişki
Турецкий язык - Английский Язык
(Hukuk) discrepancy
contradiction

My life's a contradiction. - Hayatım bir çelişkidir.

Love is a great contradiction. You cannot live without it but at the same time you will be hurt by it. - Aşk büyük bir çelişkidir. Onsuz yaşayamazsın ancak aynı zamanda onun tarafından zarar verileceksin.

paradox
contrast
variable
excursion
contradictoriness
(a) contradiction
antinomy
contradiction, discrepancy
cleavage
{i} conflict

We have conflicting opinions on the matter. - Konuyla ilgili çelişkili görüşlerimiz var.

Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language. - Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.

iç çelişki
inner conflict
kanunlar arası çelişki
conflict of laws
Турецкий язык - Турецкий язык
Çelişme, tenakuz
Çelişme, tenakuz: "Aşk bu, adı üstünde öyle bir iş ki / Yarı özlem, yarı sevinç, yarı çelişki."- F. Halıcı
(Hukuk) TENAKUZ
antimoni
paradoks
Английский Язык - Турецкий язык

Определение çelişki в Английский Язык Турецкий язык словарь

iç çelişki
internal conflict
çelişki
Избранное