Tom yanked off John's fake beard.
- Tom John'un takma sakalını çekti.
Tom yanked a pistol from his jacket pocket.
- Tom birden ceketinin cebinden bir tabanca çekti.
As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card.
- Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.
The two children pulled at the rope until it broke.
- İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.
- Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
She drew the chair towards her.
- O sandalyeyi ona doğru çekti.
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Jon is far more attractive than Tom.
- Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
His niece is attractive and mature for her age.
- Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
Tom gave the rope a yank.
- Tom halata ani bir çekiş verdi.
Tom yanked Mary's ponytail.
- Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
Prague is the capital of the Czech Republic.
- Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
He opened a checking account with the bank.
- O, bankada bir çek hesabı açtı.
The bank will cash your fifty dollar check.
- Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.
Tom was lured into a trap.
- Tom bir tuzağa çekildi.
Tom lured us into a trap.
- Tom bizi bir tuzağa çekti.