Tom wrote Mary's name as the cheque payee.
- Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.
She opened her purse and took out her chequebook.
- Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.
He pulled up the weed and threw it away.
- O, otu çekti ve onu attı.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
- Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
He used to suffer from severe nasal congestion.
- O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.
He used to suffer from stomach aches.
- O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
The card you drew was a red, wasn't it?
- Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Negative electrons attract positive electrons.
- Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
Tom gave the rope a yank.
- Tom halata ani bir çekiş verdi.
Tom yanked Mary's hair.
- Tom, Mary'nin saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines.
- Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.
The professor teaches Czech.
- Öğretmen, Çekçe öğretiyor.
I will pay for it by check.
- Ben onu çek ile ödeyeceğim.
He opened a checking account with the bank.
- O, bankada bir çek hesabı açtı.
The music lured everyone.
- Müzik herkesin ilgisini çekti.
Cheese often lures a mouse into a trap.
- Peynir genellikle bir fareyi tuzağa çeker.