The winning numbers in last night's lottery draw were 7, 18, 3, 41, and 6 in that order.
- Dün geceki piyango çekilişinde kazanan rakamlar sırayla 7, 18, 3, 41 ve 6 idi.
My hobbies are reading, writing, walking and entering sweepstakes.
- Benim hobilerim, okuma, yazma, yürüyüş ve çekilişlere girmedir.
Do you still have that raffle ticket?
- O çekiliş biletine hâlâ sahip misin?
Do you ever buy raffle tickets?
- Hiç çekiliş biletleri alır mısın?
My hobbies are reading, writing, walking and entering sweepstakes.
- Benim hobilerim, okuma, yazma, yürüyüş ve çekilişlere girmedir.
She opened her purse and took out her chequebook.
- Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.
Tom wrote Mary's name as the cheque payee.
- Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.
He pulled up the weed and threw it away.
- O, otu çekti ve onu attı.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
- Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away.
- İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
The card you drew was a red, wasn't it?
- Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
His niece is attractive and mature for her age.
- Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Tom yanked the plug from the wall.
- Tom fişi duvardan çekti.
Tom gave the rope a yank.
- Tom halata ani bir çekiş verdi.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
I want to buy a Czech sweater.
- Çek kazağı satın almak istiyorum.
Prague is the capital of the Czech Republic.
- Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.
I will pay for it by check.
- Ben onu çek ile ödeyeceğim.
May I pay with a travelers' check?
- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
Tom was lured into a trap.
- Tom bir tuzağa çekildi.
Layla lured Sami to her house.
- Leyla, Sami'yi evine çekti.