A quadriga is a chariot drawn by four horses.
- Kuadriga dört at tarafından çekilen bir arabadır.
The ancient Greeks believed that the Sun rode across the sky in a chariot drawn by four white horses driven by the god Heleius.
- Antik Yunanlar Güneşin tanrı Heleius tarafından sürülen dört beyaz at tarafından çekilen bir arabada gökyüzünü boydan boya geçtiğine inanıyorlardı.
Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card.
- Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.
As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
The two children pulled at the rope until it broke.
- İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds.
- Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
She drew her gun and said:
- Silahını çekti ve dedi :
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Negative electrons attract positive electrons.
- Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
Stop yanking my hair, it hurts!
- Saçımı çekmeyi durdur, acıyor!
Tom yanked Mary's ponytail.
- Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
I want to buy a Czech sweater.
- Çek kazağı satın almak istiyorum.
He opened a checking account with the bank.
- O, bankada bir çek hesabı açtı.
I will pay for it by check.
- Ben onu çek ile ödeyeceğim.
Layla lured Sami to her house.
- Leyla, Sami'yi evine çekti.
The music lured everyone.
- Müzik herkesin ilgisini çekti.