Tom doesn't like it when Mary cracks her knuckles.
- Mary eklemlerini çatlattığında Tom sevmez.
Tom saw a crack in the wall.
- Tom duvarda bir çatlak gördü.
Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!
- Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!
The ice cracked under the weight.
- Buz ağırlığın altında çatladı.