Who is this strikingly handsome young man?
- Bu çarpıcı biçimde yakışıklı genç adam kim?
There was a striking resemblance between them.
- Onlar arasında çarpıcı bir benzerlik vardı.
Medical science has made a dramatic advance.
- Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.
By the end of the century, the earth will have experienced a dramatic increase in temperature.
- Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak.
That dress looks stunning on her.
- O elbise onun üzerinde çarpıcı görünüyor.
The building is absolutely stunning.
- Bina kesinlikle çarpıcı.
I swear that it is true, or may lightning strike me down.
- Ben bunun doğru olduğuna yemin ederim ya da yıldırım beni çarpsın.
It's only a matter of time before the meteor strikes.
- Meteorun çarpması sadece bir zaman meselesi.
To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
- Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
- Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
I just banged my head on something.
- Kafamı demin bir şeye çarptım.
The door closed with a bang.
- Kapı bir çarpma ile kapandı.
The thief stubbed his toe on the door.
- Hırsız ayak parmağını kapıya çarparak incitti.
The truck bumped into a car.
- Kamyon bir arabaya çarptı.
Tom bumped into a Mary on his way to school.
- Tom okula giderken Mary diye birine çarptı.
Tom closed his eyes and listened to the sound of the waves crashing on the beach.
- Tom gözlerini kapadı ve sahile çarpan dalgaların sesini dinledi.
He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.
- O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.
Tom says he saw who crashed into Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını gördüğünü söylüyor.
The motorcycle crashed into a car.
- Motosiklet bir arabaya çarptı.
3 multiplied by 5 is 15.
- 3, 5 ile çarpılırsa 15'tir.
The door frame is warped and the door won't close properly.
- Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.
I think videogames are warping our kids minds.
- Ben video oyunlarının çocuklarımızın kafalarını çarpıttığını düşünüyorum.