This car brakes automatically to avoid collisions.
- Bu araba çarpışmaları önlemek için otomatik olarak fren yapar.
It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets.
- Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür.
Tom didn't die in the collision.
- Tom çarpışmada ölmedi.
A rogue asteroid from the Kuiper Belt is on a collision course with the Earth.
- Kuiper Kuşağı'na ait serseri bir göktaşı Dünya'yla çarpışma rotasında.
Although CFIT accounted for just over a third of crashes in the past six years, it caused 53% of the deaths.
- CFIT son altı yıldır çarpışmaların sadece üçte birinin üzerinde olduğunu açıklamasına rağmen ölümlerin %53'üne sebep oldu.
We prepared ourselves for the crash.
- Çarpışma için kendimizi hazırladık.
This car brakes automatically to avoid collisions.
- Bu araba çarpışmaları önlemek için otomatik olarak fren yapar.
It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets.
- Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür.
His car collided with a train.
- Onun arabası bir trenle çarpıştı.
The car collided with a truck.
- Araba bir kamyonla çarpıştı.
You can win all the battles yet lose the war.
- Sen bütün çarpışmaları kazanabilirsin ama savaşı kaybedebilirsin.
He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.
- O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.