Tom didn't die in the collision.
- Tom çarpışmada ölmedi.
He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.
- O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.
He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.
- O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.
We prepared ourselves for the crash.
- Çarpışma için kendimizi hazırladık.
It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets.
- Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür.
This car brakes automatically to avoid collisions.
- Bu araba çarpışmaları önlemek için otomatik olarak fren yapar.
When I was 17, I injured myself playing football. I collided with someone and as a result of this I broke some of my teeth.
- 17 yaşındayken, futbol oynarken kendimi yaraladım. Birisiyle çarpıştım ve bunun sonucu olarak dişlerimden bazılarını kırdım.
The cars collided head on.
- Arabalar kafa kafaya çarpıştı.
You can win all the battles yet lose the war.
- Sen bütün çarpışmaları kazanabilirsin ama savaşı kaybedebilirsin.
He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.
- O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.