We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
- Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
We are in the era of atomic energy.
- Atom enerjisi çağındayız.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
That castle was built in ancient times.
- O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
How many times do I have to ask you to call me by my first name?
- Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
The other day, I got a call from her.
- Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
In this day and age, life without electricity is unimaginable.
- Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
This book is a little out of date.
- Bu kitap biraz çağ dışı.
Your ideas are all out of date.
- Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
That castle was built in ancient times.
- O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
- Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.