You will remain here until you are summoned.
- Çağırılıncaya kadar burada kalacaksın.
Tom heard someone calling his name.
- Tom birinin adını çağırdığını duydu.
Her mother is calling you.
- Annesi seni çağırıyor.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
On his arrival at the station, he called a taxi.
- İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.
The President called out the troops.
- Başkan, askeri güçleri çağırdı.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
I'd like to page someone.
- Birini çağırtmak istiyorum.