çıkarılmak

listen to the pronunciation of çıkarılmak
Турецкий язык - Английский Язык
(for one person) to be brought before/to (another), be presented to (another)
(for a food or a drink) to be offered to (a guest)
(for a law) to be made
(for someone's wrongdoing, mistake) to be exposed, be revealed
(for someone) to be shown to be, be revealed to be (a bad type of person); for people to be left with the impression that (someone) is (a bad type of person): Yalancı çıkarıldı. People were made to think him a liar
(for something) to be extended from, be stuck out of (a place)
to be taken out to/into (a place outdoors)
(for something) to be produced in (a place)
(Matematik) (for one amount) to be subtracted from (another)
to be removed (from); to be extricated (from); to be extracted (from); to be pulled out (of); to be brought out (from); (for a student) to be expelled (from); (for a worker) to be fired; (for a tenant) to be evicted
(for someone's living) to be made from, be earned from (a specified job)
(for a row, a quarrel) to be started; (for a difficulty) to be created
to be unloaded (from)
(for something new) to be created
(Askeriye) (for a force) to be landed on (a shore)
(for something) to be vomited up, be thrown up, be spewed up
(for a stain) to be removed, be taken out
(for a piece of clothing) to be taken off, be removed; (for a hat) to be doffed
to be made to climb up on (something); to be made to go up to (a higher place); to be put in/on (a higher place)
(for one person's anger, frustration, negative emotion) to be vented on, be taken out on (another)
cut from
çıkarılmak üzere
less
çık
drop out of
çık
(Bilgisayar) break

Tom sprang out of bed, threw on some clothes, ate breakfast and was out of the door within ten minutes. - Tom, yataktan dışarı fırladı, bazı giysiler giyiverdi, kahvaltı yaptı ve on dakika içinde kapıdan çıktı.

What would you do if war were to break out? - Savaş çıksa ne yaparsın?

çık
(Bilgisayar) escape

They wanted to escape on vacation. - Tatile çıkmak istediler.

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

çıkarılma
removal
çıkarılma
abstraction
çık
{f} exit

The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve. - Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.

Everybody in the building headed for the exits at the same time. - Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.

çık
got out

Tom got out of prison after 30 years. - Tom otuz yıldan sonra hapishaneden çıktı.

The argument quickly got out of control. - Tartışma hızla kontrolden çıktı.

çık
{f} exited

The old woman exited the bus. - Yaşlı kadın otobüsten çıktı.

Dan exited the train station at seven thirty. - Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.

çık
went forth
çık
go out

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

Daddy, may I go out and play? - Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?

çık
move up
çık
emerge

It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges. - Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.

The robber emerged from the darkness. - Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. - Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

çıkarılma
expulsion
çıkarılma
exclusion
açıka çıkarılmak
to be dismissed from work, be fired
eksiltmeye çıkarılmak
(for a work) to be put up to tender
ihaleye çıkarılmak
(for bids for a contract) to be accepted: Metronun inşaatı 1 Nisandan itibaren ihaleye çıkarılacak. Bids for the subway contract will be accepted beginning April first. Bu iş ne zaman ihaleye çıkarılacak? When will bids for the job be accepted?
işten çıkarılmak
get the gate
işten çıkarılmak
get it in the neck
işten çıkarılmak
to get the boot, to get the sack, to be dismissed
çürüğe çıkarılmak
be invalided out
çürüğe çıkarılmak
to be invalid out of the army
çık
quit

Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly. - Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

Tom couldn't quite make out what the sign said. - Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.

çık
exeunt
çıkarılma
protrusion
çıkarılma
(Hukuk) (üyelikten) expulsion
Турецкий язык - Турецкий язык
Çıkarma işine konu olmak: "Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu."- M. Ş. Esendal
Çıkarma işine konu olmak
çıkarılma
Çıkarılmak işi
çıkarılmak
Избранное