çıkacak

listen to the pronunciation of çıkacak
Турецкий язык - Английский Язык
towel (put on when one is ready to leave the bathing room of a Turkish bath)
(someone) who can rival (another): Mualla'ya çıkacak kimse yok. There's no one who can rival Mualla
(Askeri) due out
çıkacak olan
forthcoming
çık
drop out of
çık
(Bilgisayar) break

I went for a walk after breakfast. - Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.

What would you do if war were to break out? - Savaş çıksa ne yaparsın?

çık
(Bilgisayar) escape

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

They wanted to escape on vacation. - Tatile çıkmak istediler.

çık
{f} exit

Everybody in the building headed for the exits at the same time. - Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.

The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve. - Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.

çık
got out

Tom got out of cleaning the bathroom. - Tom banyoyu temizlemekten çıktı.

When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet. - Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.

çık
{f} exited

Dan exited the train station at seven thirty. - Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.

The old woman exited the bus. - Yaşlı kadın otobüsten çıktı.

çık
went forth
çık
go out

Daddy, may I go out and play? - Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?

I'm going to go out this afternoon. - Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.

çık
move up
çık
emerge

It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges. - Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.

Where is the emergency exit? - Acil çıkış kapısı nerede?

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

I couldn't get out of my garage because there was a car in the way. - Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

acısı fena çıkacak
there is the devil to pay
acısı çıkacak
there is the deuce to pay
altından ne çıkacak bilinmez
(Konuşma Dili) The outcome is uncertain
fırtına mı çıkacak acaba
I wonder if there will be a storm
kan çıkacak
blood will out
çık
quit

She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world. - O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.

Jane is very content with her job and has no desire to quit it. - Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.

çık
exeunt
Турецкий язык - Турецкий язык
Boy ölçüşecek (kimse)
Boy ölçüşecek kimse
Hamamlarda dışarıya çıkıp giyinme yerine giderken kurulanmak üzere verilen havlu
çıkacak
Избранное