She screamed with horror as someone took hold of her arm.
- Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı.
I heard someone screaming.
- Birinin çığlık attığını duydum.
A cry arose from the crowd.
- Kalabalıktan bir çığlık yükseldi.
The crowd was screaming.
- Kalabalık çığlık atıyordu.
The cry roused me from my sleep.
- Çığlık beni uykumdan uyandırdı.
I heard somebody cry out.
- Birinin çığlık attığını duydum.
Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
- Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
Tom was screaming and yelling.
- Tom çığlık atıyordu ve bağırıyordu.
I saw an alien! shrieked Tom. Really? quipped Mary.
- Tom Bir uzaylı gördüm! diye çığlık attı. Mary Gerçekten mi? diye espri yaptı.
Suddenly, I heard shouting.
- Aniden bir çığlık duydum.
There was shouting and confusion everywhere.
- Her yerde çığlık ve kargaşa vardı.
The owl gave a loud screech.
- Baykuş yüksek sesle çığlık attı.
Sami heard a screech.
- Sami bir çığlık duydu.
Layla just started screaming and crying.
- Leyla çığlık atıp ağlamaya başladı.
Tom was screaming and crying.
- Tom çığlık atıp ağlıyordu.
Tom opened his mouth to scream.
- Tom çığlık atmak için ağzını açtı.
Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
- Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
The wind sounds scary, like screaming ghosts.
- Rüzgar, çığlık atan hayaletler gibi korkutucu geliyor.
Tom could hear screaming.
- Tom çığlık atanı duyabildi.
Çığlık çığlığa koşarak uzaklaştı - She ran away screaming.