Определение çözmek в Турецкий язык Английский Язык словарь
- solve
The police set out to solve the crime.
- Polis, suçu çözmek için yola çıktı.
He tried to solve the problem, but had no luck.
- O, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.
- untie
- resolve
It's gonna be difficult to resolve this case.
- Bu davayı çözmek zor olacak.
It is impossible to resolve the conflict.
- Bu çatışmayı çözmek imkansız.
- disentangle
- release
- work
I'm working with the police to solve his murder.
- Onun cinayetini çözmek için polis ile birlikte çalışıyorum.
The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
- Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.
- wind down
- (Kimya) abstract
- desolder
- settle up
- unlock
- thaw
- do
- settle
What do you think is the best way to settle this conflict?
- Sizce bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yol nedir?
What do you think is the best way to settle this conflict?
- Bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
- unlace
- obviate
- unpin
- resolv
It is impossible to resolve the conflict.
- Bu çatışmayı çözmek imkansız.
Why is it necessary to resolve conflicts?
- Neden bu çatışmayı çözmek gerek?
- make out
- clear up
- find out
- untangle
- disperse
- (Denizbilim) solubilize
- decode
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- cast loose
- degrade
- unbutton
- detach
- compound
- cipher out
- read
- uncouple
- undo
- ravel
- unbuckle
- unravel
- slack up
- (kangal) uncoil
- to solve (a problem, puzzle, etc.)
- reason
- cut loose
- to unravel, disentangle, undo (a knot)
- unbrace
- loosen
- to untie, unfasten, unbutton
- slack
- puzzle out
- to thaw
- break
- disengage
- figure out
We have to figure out where Tom hid his money.
- Tom'un parasını nereye sakladığını çözmek zorundayız.
Tom is trying to figure out a way to solve the problem.
- Tom, sorunu çözmek için bir yol bulmaya çalışıyor.
- decipher
- unbind
- to untie, to unfasten, to unbutton, to undo, to unloose;" "to solve, to resolve, to straighten sth out; to unravel, to find out, to penetrate; to detach; to disentangle; (bulmaca, vb.) to work sth out; (şifre) to break; (yumak) to unwind
- defrost
- work out
It's almost impossible to work out this problem.
- Bu sorunu çözmek hemen hemen imkânsız.
- (problem) work out
- unfasten
- straighten
- unrope
- unhitch
- conclude
- unhook
- penetrate
- sort out
- untwist
- free
- reconstruct
- unloosen
- çözmek (problemi/sorunu)
- work out
- çözmek (şifreyi)
- decode
- çözmek (şifreyi)
- crack
- sırrını çözmek
- Demystify
- problemi çözmek
- sort out
- çöz
- untie
Your shoes are untied.
- Ayakkabıların çözülmüş.
I can't untie this knot.
- Bu düğümü çözemiyorum.
- şifreyi çözmek
- decode
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- (yumak) çözmek
- unwind
- -i çözmek
- figure out
- bağlarını çözmek
- unlace
- bağı çözmek
- unbind
- bağı çözmek
- unlink
- bağını çözmek
- unbound
- bağını çözmek
- (İnşaat) release
- bir olayı çözmek
- (Argo) dope
- bir sorunu çözmek
- sort something out
- bulmaca çözmek
- solve puzzle
- buzunu çözmek
- defrost
- haber çözmek
- (Askeri) solve
- palamarı çözmek
- take off
- palamarı çözmek
- shove off
- problem çözmek
- solve problem
- sorun çözmek
- solve a problem
- sorun çözmek
- resolve a problem
- sorunu çözmek
- (deyim) cut the gordian knot
- top çözmek
- batch off
- çoğullama çözmek
- (Bilgisayar,Teknik) demultiplex
- çözme
- solve
I'm amazed by the ease with which you solve the problem.
- Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
It was a difficult problem to solve.
- Çözmesi zor bir problemdi.
- çözme
- solution
The solution of the puzzle required no time.
- Bu bulmacayı çözmek zaman gerektirmedi.
- çözme
- settlement
- çözme
- unwind
- çözme
- (Kimya) dissolve
- çözme
- (Bilgisayar) disconnect
- şifre çözmek
- (Bilgisayar) decryption
- şifre çözmek
- decoding
- şifresini çözmek
- decode
- şifreyi çözmek
- (Askeri) decrypt
- çöz
- unbend
- çöz
- unwrap
- çöz
- untangle
- çöz
- unfasten
- çöz
- resolve
I hope that you are able to resolve the situation soon.
- Yakında durumu çözebileceğini umuyorum.
It is impossible to resolve the conflict.
- Bu çatışmayı çözmek imkansız.
- çöz
- unreel
- çöz
- puzzle out
- çöz
- uncoil
- çöz
- decrypt
I don't have a decryption program.
- Bir şifre çözme programım yok.
- çöz
- {f} unbending
- çöz
- disentangle
- çöz
- {f} untied
Hold on a minute. My shoelaces are untied.
- Bir dakika bekle. Ayakkabı bağlarım çözülmüş.
Tom took off his jacket and untied his bow tie.
- Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü.
- çöz
- work out
I'm trying to work out this problem.
- Bu sorunu çözmeye çalışıyorum.
I'm going to work out the problem by myself.
- Problemi kendi başıma çözeceğim.
- çöz
- desolder
- çöz
- {f} solved
He solved the problem in five minutes that I had struggled with for two hours.
- Benim iki saat uğraştığım problemi beş dakikada çözdü.
This is how I solved the problem.
- Bu benim problemi nasıl çözdüğümdür.
- çöz
- {f} solving
He succeeded in solving the problem.
- O, sorunu çözmeyi başardı.
I have my own way of solving it.
- Onu çözmek için kendi tarzım var.
- çöz
- solve
Allen was given a problem that was impossible to solve.
- Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
This is how I solved the problem.
- Bu benim problemi nasıl çözdüğümdür.
- çöz
- undid
- çöz
- unravel
As the story advances, the mystery unravels.
- Hikaye ilerledikçe gizem çözülür.
Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.
- Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
- çöz
- {f} unfastened
- çöz
- {f} unwrapped
- çöz
- {f} unbent
- çöz
- demodulate
- çözme
- accommodation
- çözme
- release
- çözme
- obviation
- çözme
- demodulation
- (sorun) çözmek
- get out
- ayakkabının bağını çözmek
- unlace, untie the laces
- bir problemi çözmek
- to resolve a problem
- bir problemi çözmek
- to resolve an issue
- bir problemi çözmek
- to solve an issue
- bir problemi çözmek
- to solve a problem
- bir sorunu çözmek
- to solve an issue
- bir sorunu çözmek
- to resolve an issue
- ipotek çözmek
- to release colleteral - "All requests to release collateral must be submitted in writing and subject to approval from Accounting, Claims, Underwriting, and the Special Deputy Liquidator. Once approved, the turnaround time in estimated to be 15-20 working days."
- olayı çözmek
- solve the case
- sorun çözmek
- solve an issue
- sorunu çözmek
- solve the problem
- çöz
- dissolve
Sugar dissolves in warm coffee.
- Şeker sıcak kahvede çözünür.
Sugar dissolves in hot water.
- Şeker sıcak suda çözülür.
- çöz
- unpack
- çözme
- resolving
Tom had trouble resolving the situation.
- Tom'un durumu çözmede sorunu vardı.
- ayakının bağını çözmek
- 1. to divorce (one's wife). 2. to free (someone) to act
- bağcıklarını çözmek
- unlace
- bağını çözmek
- unlace
- bir şeyi çözmek
- puzzle something out
- blok çözmek
- (Bilgisayar) deblock
- blok çözmek
- unblock
- bulmaca çözmek
- riddle
- bulmacayı çözmek
- puzzle out
- buz çözmek
- deice
- buzları çözmek
- (deyim) break the ice
- buzlarını çözmek
- to defrost
- buzunu çözmek
- de ice
- buzunu çözmek
- unfreeze
- dilini çözmek
- loosen somebody's tongue
- dilini çözmek
- to loosen sb's tongue
- düğmelerini çözmek
- to unbutton
- düğmesini çözmek
- unbutton
- düğüm çözmek
- to untie a knot
- düğüm çözmek
- untie a knot
- düğümü çözmek
- burl
- düğümünü çözmek
- to solve, make clear
- düğümünü çözmek
- solve the mystery of
- düğümünü çözmek
- detangle
- düğümünü çözmek
- to solve the mystery of
- elektrik ile çözmek
- electrolyse
- görüntü çözmek
- (Televizyon) deinterlace
- harama uçkur çözmek
- colloq . to commit adultery
- ipi çözmek
- to sever relations with someone
- ipini çözmek
- unrope
- ipini çözmek
- uncord
- ipotek çözmek
- (Ticaret) release colleteral
- ipotek çözmek
- release collateral
- ipoteğini çözmek
- release
- kod çözmek
- decode
- kod çözmek
- to decode, to decipher
- kriptoyu çözmek
- (Askeri) decrypto
- makaradan çözmek
- reel off
- makaradan çözmek
- unreel
- palamarı çözmek/koparmak
- slang to take off, beat it, make tracks
- payandaları çözmek
- slang to run away, take off, beat it
- rolik çözmek
- (Teknik,Tekstil) reel off
- sargıyı çözmek
- to uncoil
- sırrını çözmek
- riddle
- test çözmek
- do test
- tokasını çözmek
- unbuckle
- uçkur çözmek
- colloq . to have sex with, go to bed with
- uçkur çözmek
- have sex with
- zincirini çözmek
- unchain
- çöz
- puzzleout
- çöz
- decipher
Investigators are trying to decipher what happened.
- Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyor.
- çöz
- unsnarl
- çöz
- unloose
- çöz
- decode
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- çöz
- unbind
- çöz
- unlay
- çöz
- disentangled
- çöz
- unmortise
- çöz
- unbound
- çöz
- unhitch
- çöz
- unriddle
- çöz
- unswathe
- çözme
- disengaging
- çözme
- undoing
- çözme
- untying, unfastening
- çözme
- solving
He tried solving the problem.
- Problemi çözmeyi denedi.
He succeeded in solving the problem.
- O, sorunu çözmeyi başardı.
- çözme
- sheeting, a kind of muslin
- çözme
- unraveling, disentangling
- çözme
- untieing
- çözme
- solving (a problem, puzzle, etc.)
- çözme
- working-out
- çözme
- disentanglement