We can't stay here. The roof is about to collapse!
- Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
The collapse of the new concrete platform killed four workers.
- Yeni beton platformun çökmesi, dört işçiyi öldürdü.
His health has begun to decline.
- Onun sağlığı çökmeye başladı.
Romans did not want their empire to decline; but it did.
- Romalılar, imparatorluklarının çökmesini istemediler; ama yaptılar.
Tom's computer keeps crashing.
- Tom'un bilgisayarı çökmeye devam ediyor.
This building is on the verge of collapsing.
- Bu bina çökmenin eşiğinde.
This hut is in danger of falling down.
- Bu kulübe çökme tehlikesinde.
This building is about to collapse.
- Bu bina çökmek üzere.
The house seemed about to collapse at any moment.
- Ev her an çökmek üzere gibi görünüyordu.
He collapsed to his knees.
- O, dizlerinin üzerine çöktü.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
The bank collapsed during the recession.
- Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
The country's economy is about to collapse.
- Ülkenin ekonomisi çökmek üzeredir.
The house seemed about to collapse at any moment.
- Ev her an çökmek üzere gibi görünüyordu.