çöküş

listen to the pronunciation of çöküş
Турецкий язык - Английский Язык
downfall

Arrogance leads to a person's downfall. - Kibir bir kişinin çöküşüne yol açar.

His love for indigenous Mexican art became his downfall. - Yerli Meksika sanatına olan sevgisi, onun çöküşü oldu.

collapse

MIT has predicted global economic collapse by 2030. - MİT, 2030 yılına kadar küresel ekonomik çöküş öngördü.

The news was all about the collapse of the Soviet Union. - Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.

sunset
decline
caving in, sinking in, falling in, giving way
twilight
squatting down
decadence
breakup
collapse; decline, decadence, decay, fall, downfall
collapse or fall (of a country, regime, etc.)
ruins
(Hukuk) slump

Tom's in a slump lately. - Tom son zamanlarda bir çöküş içinde.

Many people will lose their jobs due to the slump in the auto industry. - Otomobil sektöründeki çöküşten dolayı çoğu insan işsiz kalacak.

fall

The cold war ended along with the fall of the USSR. - Soğuk savaş, SSCB'nin çöküşü ile birlikte sona erdi.

What led to the fall of the Roman Empire? - Ne Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne yol açtı?

decay
collapse, collapsing, falling down
smash up
kneeling and sitting down (of a camel, cow, etc.)
descent
ruin
fail
disaster
(Dilbilim) declension
debacle
subsidence
çök
gravitate
çök
{f} settling
çök
cave in
duygusal çöküş
emotional breakdown
çök
collapse

The house collapsed in an earthquake. - Ev bir depremde çöktü.

Tom collapsed because of the heat. - Tom ısıdan dolayı çöktü.

çök
collapsed

The bank collapsed during the recession. - Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.

The house collapsed in an earthquake. - Ev bir depremde çöktü.

Турецкий язык - Турецкий язык
Yıkılma
Çökme işi veya biçimi, inhitat
Çömelip yere oturuş
Son bulma, mahvolma, inhitat
dekadans
çöküş
Избранное