Bu tür kelebeklerin artık soyu tükenmiş bulunmaktadır.
- Butterflies of this species are now extinct.
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
Keselikurtlar soyu tükenmeden önce Avustralya'da yaşardı.
- Thylacines used to live in Australia before they became extinct.
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
- Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
Sönük volkanlar muhtemelen tekrar püskürmeyecek.
- Extinct volcanoes will likely never erupt again.
Dinozor yumurtaları mı? İmkansız. Bu hayvanlar çoktan tükenmişler.
- Dinosaur eggs? Impossible. These animals are already extinct.
Dodo, soyu çoktan tükenmiş bir türdür.
- The dodo is an already extinct species.