Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
- The salesperson persuaded her to buy the dress.
Japonya'da hiç satış distribütörleri var mı?
- Do you have any sales distributors in Japan?
Satışlarımız azalıyor.
- Our sales are decreasing.
Onların satışları artıyor.
- Their sales are growing.