İşi bitirdikten sonra uğrayacağım.
- I'll come over after I finish the work.
Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.
- I will study abroad when I have finished school.
Tom bitiş çizgisini geçen son kişiydi.
- Tom was the last one to cross the finish line.
Bitiş çizgisini en son geçen oydu.
- She was the last to cross the finishing line.
Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
- Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.
Son rötuşları ekleyeceğim.
- I'll add the finishing touches.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to come tomorrow.
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Don't bother to come to my house.
The song has finished.
... thank you for being here tonight. On that note we have come to an end of this ...