), or a hydrous oxide (as limonite, turgite, etc

listen to the pronunciation of ), or a hydrous oxide (as limonite, turgite, etc
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ), or a hydrous oxide (as limonite, turgite, etc в Английский Язык Турецкий язык словарь

iron
{f} ütülemek

Bunu üzerine takmadan önce bu elbiseyi ütülemek zorundayım. - I have to iron this dress before putting it on.

Onların işi giysileri ütülemek. - Their job is to iron clothes.

iron
{i} demir

Altın demirden daha ağırdır. - Gold's heavier than iron.

Altın, demirden daha fazla çeker. - Gold weighs more than iron.

iron
{i} ütü

Gömleğin ütülenmesi gerekiyor. - The shirt needs ironing.

Bu kumaş iyi ütülenir. - This cloth irons well.

iron
{s} demirden yapılmış

Bizim çit demirden yapılmıştır. - Our fence is made of iron.

Köprü demirden yapılmış. - This bridge is made of iron.

iron
maden üçlü golf sopası
iron
{s} sıkı

Tom'un Mary'nin cinayet gecesi için sıkı bir mazereti var. - Tom has an ironclad alibi for the night of Mary's murder.

iron
{i} golf sopası
iron
demir gibi
iron
merhametsiz
iron
demir şurubu
iron
zalim
iron
{i} zincir
iron
{f} zincire vurmak
iron
{i} maden uçlu golf sopası
iron
sabit
iron
{f} prangalamak
iron
{f} demir kaplamak
Английский Язык - Английский Язык
iron
), or a hydrous oxide (as limonite, turgite, etc

    Расстановка переносов

    ), or a hy·drous ox·ide (as limonite, turgite, etc

    Произношение

Избранное