En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Geçen yaz oldukça soğuktu, ve pirinç ekini on yıl içinde en kötüydü.
- It was exceptionally cold last summer, and the rice crop was the worst in 10 years.
Bu olabilecek en kötü şey değil.
- That's not the worst thing that could happen.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
- The worst thing about summer is the heat.
Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır.
- Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.
Eğer en kötü durum senaryosu için hazır mısınız?
- Are you ready for the worst-case scenario?
En kötü durum senaryosu nedir?
- What's the worst case scenario?
None of these photographs of me are good, but this one is definitely the worst.