(usually auntie) a grandmother

listen to the pronunciation of (usually auntie) a grandmother
Английский Язык - Турецкий язык

Определение (usually auntie) a grandmother в Английский Язык Турецкий язык словарь

aunt
hala

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı. - When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.

Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı. - The woman who he thought was his aunt was a stranger.

aunt
teyze

Teyzeciğim kötü hissediyor. - My aunty is feeling sick.

Teyzemin üç çocuğu var. - My aunt has three children.

aunt
{i} hala: She is my paternal aunt. O benim halam
aunt
{i} yenge: Aunt Aliye is my uncle's
aunt
{i} teyze: She is my maternal aunt. O benim teyzem
aunt
yenge

Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu. - Sami lived with his aunt.

Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir. - The sister of your father or mother is your aunt.

aunt
bibi
aunt
eme
Английский Язык - Английский Язык
aunt
(usually auntie) a grandmother
Избранное