Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- He did his best to rescue her.
Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı.
- Tom tried to rescue Mary.
Onlar çocuğun yardımına gittiler.
- They went to the boy's rescue.
Onları kurtarmana yardım edeceğiz.
- We'll help you rescue them.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
O, beni kurtarmak için geldi.
- He came to my rescue.
Leyla kurtulma şansını kaçırdı.
- Layla missed a chance of rescue.
Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
- They hurried to their father's rescue.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
to rescue a prisoner from the enemy.
Traditionally missionaries aim to rescue many ignorant heathen souls.
The well-trained team rescued everyone after the avalanche.