Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.
- A referee should not favor either side.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Ebeveynlerinden hiçbirine benzemez.
- He doesn't resemble either of his parents.
Çirkin değilim ama güzel de değilim.
- I'm not ugly, but I'm not pretty either.
Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.
- Mary's not pretty, but she isn't ugly, either.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
Elmaların herhangi birini al.
- Take either of the apples.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?