Everyone can help ensure that sentences sound correct, and are correctly spelled.
- Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.
This is quite sound from a scientific aspect.
- Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.
Tom didn't have any hard evidence, but he thought Mary was the one who stole his mother's diamond ring.
- Tom'un sağlam delili yoktu, fakat o, annesinin elmas yüzüğünü çalan kişinin Mary olduğunu düşünüyordu.
We have no hard evidence against Tom.
- Tom'a karşı sağlam delilimiz yok.
Tom has a cast iron stomach. He can eat just about anything.
- Tom'un sağlam bir midesi var. İstediği şeyi yiyebiliyor.
Secure the garage door.
- Garaj kapısını sağlama alın.
Secure your own mask before helping others.
- Diğerlerine yardım etmeden önce kendi maskeni sağlamlaştır.
Cardboard is stronger than paper.
- Karton, kağıttan daha sağlamdır.
Do you think this rope is strong enough?
- Bu ipin yeterince sağlam olduğunu düşünüyor musun?
You should put safety before everything else.
- Her şeyden önce güvenliği sağlamalısın.
We must put safety before anything else.
- Güvenliği başka her şeyden önce sağlamalıyız.
I'm just making sure.
- Ben sadece sağlama bağlıyorum.
Don't worry. I'm sure there's a good reason why Tom isn't here yet.
- Endişelenme. Eminim, Tom'un henüz burada olmamasının sağlam bir nedeni var.
He's good at fund raising.
- O, fon sağlamada iyidir.
Don't worry. I'm sure there's a good reason why Tom isn't here yet.
- Endişelenme. Eminim, Tom'un henüz burada olmamasının sağlam bir nedeni var.
Grant refused to give them a firm promise.
- Grant onlara sağlam bir söz vermeyi reddetti.
He is a man of firm character.
- O, sağlam karakterli bir adamdır.
Tom's doctor gave him a clean bill of health.
- Tom'un doktoru ona sağlam raporu verdi.
Tom's fears were well founded.
- Tom'un korkuları sağlam temelliydi.